Dijital Vücut Dili: Kişisel Markanızı Etkileyen 105 Faktör

D

Akılda kalıcı, kolay hatırlanabilir marka etkisi denilince aklınıza ne geliyor? Logo mu, renkler mi, verdiği mesaj mı, ton mu, duygu mu? Hepsi mi ya da hiçbiri mi?

En iyi liderler, pazarlamacılar bile sosyal medyanın hızına yetişmeye çalışırken ve bu değişimleri işletmelerine entegrasyonunu sağlarken kaybolmuş, boğulmuş hissediyor.

Bu boğulma aşamasında, liderlerin çoğu kendilerini öğrenme süreci içerisinde kaybolmuş buluyor. Farketmedikleri şey ise, pozitif veya negatif marka etkisinin marka geliştirmeyle çoğunlukla düşünüldüğü gibi alakalı olmadığı…

Sosyal medya hem sanat, hem de bilim…

Müşterilerime, ekibe ve danışanlara her zaman sosyal medya pazarlamasının hem bir sanat hem de bilim gibi olduğunu söylerim. Eğer kendinizi öğrenme araçlarına ve teknolojiye saplanmış olarak bulursanız, ilk olarak bu işi neden yaptığınızı unutursunuz ve bu durum tehlikelidir.

Sosyal medya ile gerçek sonuçlar elde etmek için sanata da bilime gerek var. Sosyal medya araçlarını sadece bilmek yetmez, en önemlisi bu araçları sonuç elde etmek için ne kadar kullanacağınızı bilmeniz.  Yani diğer bir deyişle işin mühendisliği. Araçlar sadece yapacağınız iş ile ilgili size yardımcı olur. Bundan çok daha önemlisi hedef kitlenizi ve onları nasıl etkileyeceğinizi bilmeniz gerekliliğidir.

Yani konu aslında “Teknolojinin size yapabilecekleri değil, sizin onunla neler yapabileceğiniz!”

Ya sizin dijital vücut diliniz?

Dijital vücut diliniz, sizin ve markanızın nasıl mesaj verdiği, nasıl iletişim kurduğu, neler paylaştığı , gönderileri ve daha birçok şeyi içerir.

İnsanlar arası iletişimde vücut dilinizin kapalı olması nasıl bütün iletişimimizi etkiliyorsa, dijital ortamdaki vücut dilinizin de hep açık, online ve erişilebilir olması da o kadar önemli.

Hedef kitlenizi, takipçilerinizi ve onların sizden neler beklediğini bilmeniz son derece hassas ve önemli bir konu.

Nasıl bir görüntü çizmek istiyorsunuz? Markanızın karakteri nasıl veya vaadi ne?

Dijital ortamdaki vücut diliniz daha önceden belirlenmiş olan marka vaadinizi karşılıyor mu? Eğer cevabınız hayır ise, geri dönüp sosyal medyadaki eylemlerinizi gözden geçirmenizde ve temizlik yapmanızda fayda var.

Birçok firma sahibinin, veya kanaat önderinin (hadi fenomen diyelim) birçok  denemeler yaparak dijital ortamda negatif bir vücut dili geliştirdiğini fark ediyorum.

Dijital ortamdaki dilinizi bilerek ve bu bilgiyi takipçilerinizle paylaşarak; belki biraz da hedeflerinizle senkronize ederek birçok kişinin veya şirketin arasından sıyrılarak zirveye yerleşebilirsiniz.

Sosyal medyadaki pozitif diliniz, hedeflediğiniz kitlenin ilgisini çekmenize, onlara ilham vermenize yardımcı olurken, doğal olarak sizle bir bağ kurarken markayla da bir bağ oluşturmalarını sağlayacak.

Amaç güven inşa etmek ve ilişkileri geliştirmek. Eğer dijital ortamdaki vücut diliniz bunu yapmanıza yardımcı olmuyorsa, markanıza yardım etmekten çok zarar görmesine sebep olur.

Dijital vücut dilinizi etkileyen ve hedef kitlenizin size nasıl gördüğünü belirleyen 105 faktör isminde güzel bir liste mevcut. Bu maddelerden yüzlerce hatta binlerce daha var.

Umarım, bu liste sosyal medyadaki davranışınızın etkilerini düşünmeniz için bir başlangıç olur. Unutmayın, markanız için kurulan cümleler değil, sizin online ortamda nasıl olduğunuz da markanızı etkiler.

İşte o 105 faktör:

  1. Sosyal medya mecralarında ne yaptığınız ve ne söylediğiniz.
  2. Kendi hakkınızda ne kadar konuştuğunuz.
  3. Çevrenize ne kadar değer kattığınız.
  4. İnsanlara ne kadar yardım ettiğiniz (ya da etmediğiniz).
  5. Kendi içeriğinizi ve kaynağınızı içeren linkleri ne kadar tweet ettiğiniz.
  6. Satışa “yardımcı olan içerik” yüzdesi.
  7. Online tanıştığınız insanlara cevaplarınız ve nasıl yaklaştığınız.
  8. Sizle iletişime geçenlere nasıl cevap verdiğiniz.
  9. Sizle iletişime geçenlere ne kadar hızlı cevap verdiğiniz.
  10. Konuşmalarınızdaki tonunuz.
  11. Kullandığınız dilin tarzı.
  12. Argo kelimeleri kullanmayı tercih edip etmediğiniz.
  13. Kullandığınız hashtag’ler.
  14. Paylaşımlarda kullandığınız hashtag sayısı.
  15. Sosyal medyada paylaşım yaparken otomasyon araçlarını ne kadar kullandığınız.
  16. Sosyal medya paylaşımlarını nasıl otomatikleştirdiğiniz.
  17. Bağlantıya geçtiğiniz insanlar.
  18. Bağlantıya geçtiğiniz markalar.
  19. Bağlantıya geçtiğiniz kişilerin etkisi. Sadece etki payı yüksek kişilerle mi yoksa size yakın değerleri paylaşan kişilerle mi bağlantıya geçersiniz?
  20. Konuşmalarınızın doğası ve duygusu. Pozitif, negatif, yardımsever, arkadaşça, çılgınca, mutlu ya da karmaşık mı?
  21. Ne kadar mütevazi ya da kibirli olduğunuz. İhtiyacınız olduğunda yardım ister misiniz?
  22. Diğerleri hakkında iyi ya da kötü ne kadar konuştuğunuz, tweet attığınız, blog yazdığınız.
  23. Sizin hakkınızda söylenenleri içeren tweetleri ne kadar retweet ettiğiniz.
  24. Blogunuz ya da web sitenizin telefondan okunup okunmadığı. Siteniz mobil sürüm destekli mi?
  25. Online konuşmalarınızın, bağlantılarınızın ne kadar özgün ve hakiki olduğu.
  26. Sosyal medya krizlerini nasıl yönettiğiniz.
  27. PR krizlerini nasıl idare ettiğiniz ve sosyal medya mecraları üzerinden ne konuştuğunuz.
  28. Popüler konulara nasıl yaklaştığınız. Haberleri kaçırmayı, değiştirmeyi deniyor musunuz?
  29. Hedef kitlenizi, müşterilerinizi iyi dinliyor musunuz, onlara ihtiyacı oldukları cevabı ve servisi sağlayacak bir yazılımınız mevcut mu?
  30. Online ve offline olarak söylediğiniz şeyleri yapmanız.
  31. Twitter, Facebook, LinkedIn ve Instagram üzerinden gelen özel mesajları okumak ve bu mesajlara cevap vermek.
  32. Troll’lere olan muameleniz.
  33. Münakaşayı, uyuşmazlığı nasıl idare ettiğiniz.
  34. Negatif yorumları nasıl idare ettiğiniz.
  35. Blogunuzdaki yorumları nasıl karşıladığınız.
  36. Facebook üzerindeki negatif yorumları ve geribildirimleri nasıl karşıladığınız.
  37. Facebook, Google+, LinkedIn gibi mecralarda özel bağlantıları nasıl kurduğunuz.
  38. Facebook’ta tanıtımını yaptığınız gönderininiz içeriği.
  39. Facebook ve diğer reklam alanlarındaki gücünüz.
  40. Beğendiğiniz Facebook gönderileri.
  41. Yorum yaptığınız Facebook gönderileri.
  42. Paylaştığınız Facebook gönderileri.
  43. Facebook’ta paylaştığınız gönderinin orjinal kaynağı.
  44. Facebook’ta kimleri arkadaş olarak kabul ettiğiniz.
  45. Kişisel Facebook sayfanızı nasıl kontrol ettiğiniz.
  46. Markanızın Facebook sayfasını nasıl idare ettiğiniz.
  47. Facebook’ta paylaştığınız gönderilerin içerikleri. İlgi çekmek için değer yaratan gönderiler mi yoksa kedi görselleri, popüler sözler mi paylaşıyorsunuz? Sandığınızın aksine kedi videoları, markanıza zarar veriyor olabilir.
  48. Bir markanın sayfasını beğendikten sonra karşı beğenme talep etmek. (#takibetakip)
  49. Twitter’da, Google+’ta, LinkedIn’de beğeni için yalvarmak.
  50. Nasıl tweet attığınız.
  51. Ne kadar sıklıkla tweet attığınız.
  52. Günün hangi saatinde tweet attığınız.
  53. Kimle tweet attığınız.
  54. Twitter listenize eklediğiniz kullanıcılar.
  55. Favorilerinize eklediğiniz tweetler.
  56. Retweetlediğiniz tweetler.
  57. Tweet sohbetinde kendinizi nasıl kontrol ettiğiniz.
  58. Twitter’daki direkt mesajla insanlarla nasıl iletişim kurduğunuz.
  59. Otomatik direkt mesajla linklerinizi spam haline getirip getirmediğiniz.
  60. İnsanların sizle ilgili söylediği güzel ve iyi şeyleri devamlı retweet edip etmediğiniz.
  61. Blog sayfanızla ilgili retweetleri devamlı retweet edip etmediğiniz. Bu otomatik olarak blog sayfanızdaki “Twitter paylaşımı sayısını” arttıyor.
  62. Firmanızın LinkedIn sayfasının eksiksiz olması.
  63. LinkedIn’in paylaşım sayfasını ne kadar kullandığınız.
  64. Sosyal medya platformlarındaki profillerinizin tutarlılığı.
  65. Markanızın sosyal medya profillerindeki tutarlılığı.
  66. Tonunuzun, içeriğinizin, markanızın online ve offline mecralardaki tutarlılığı.
  67. LinkedIn’deki yeni bağlantıları nasıl idare ettiğiniz. Anında satış ve pazarlama için mi iletişime geçiyorsunuz?
  68. Günün hangi saatinde özgül içerik paylaştığınız.
  69. Her Instagram gönderisini, linklerle ve sektör jargonuyla paylaşıp paylaşmadığınız.
  70. Sosyal medyaya ara verip vermediğiniz. 7 gün 24 saat, 365 gün iş konuşup yine de yaşam kalitesi hakkında öğüt vermek mi (!)
  71. Özel yaşamınızla ilgili ne kadar paylaşım yaptığınız.
  72. Çalışanlarınızın özel yaşamı ile ilgili ne kadar paylaşım yaptığı.
  73. Takımınız ve takımınızın sorumlulukları hakkında ne kadar paylaşım yaptığınız.
  74. Çalışanlarınıza ne kadar yetki verdiğiniz.
  75. Çalışanlarınızla online ortamda ne kadar konuştuğunuz.
  76. Sosyal ve diğer ortamlarda (bloglar, sosyal platformlar vb) çalışanlarınızı ne kadar tanıtımını yaptığınız ve teşvik ettiğiniz.
  77. Blogunuzdaki yazıların içeriği.
  78. Sosyal medyada ve diğer platformlarda kullandığınız dil.
  79. Sattığınız ürünlerin ve hizmetlerin türü.
  80. Hizmet sağladığınız müşteriler ve onları nasıl tanıttığınız.
  81. Web sitenizdeki, blogunuzdaki, sosyal ağlardaki profillerinizdeki paylaştığınız içeriklerin doğruluğu ve kesinliği.
  82. Takımınızın ve yönetim kadronuzun bio’larının web sitesinde ya da blogda yer alması.
  83. Çalışanlarınızın sosyal ağlardaki profillerinde yer alan bio’ları.
  84. Facebook’a, Twitter’a, Instagram’a, Google+’a ne gibi görseller yüklersiniz?
  85. Google+’ta kimlerle bağlantılısınız?
  86. Online ortamda kimlerle takılırsınız?
  87. Başkalarının düşüncelerine saygı duyun.
  88. Sosyal ağda çevre oluştururken sizin çin nitelik mi nicelik mi önemli ?
  89. Sosyal ağda çevrenizi nasıl oluşturursunuz? (Takipçi satın alarak, reklam ve tanıtım yaparak, otomatik paylaşımda bulunarak vs)
  90. Sahte takipçiler ve beğeniler satın almak.
  91. Beğeniler satın almak, YouTube izlenmesini arttırmak, blogu tıklanma yoluyla ziyaretini arttırmak.
  92. E-mail programınızın içeriği
  93. Verdiğiniz önerileri, öğütleri uygulayıp uygulamadığınız. Nitelik nicelikten daha önemli dediğiniz halde her gün SPAM içeren gönderiler paylaşıyor musunuz?
  94. Nitelik nicelikten daha önemli dediğiniz halde 7 gün 24 saat, 365 gün otomatik olarak aynı tweetleri tweetliyor musunuz?
  95. Sosyal medyada paylaşımda bulunmak için hangi araçları kullanıyorsunuz?
  96. İçeriğinizin apaçık bir şekilde sizinle ve çevrenizle ilgili olması?
  97. Etkisi yüksek kişilere ulaşırken spam tarzı, etik olmayan bir yol kullanıyor musunuz?
  98. Çalışanlarınız bloglara nasıl yorumlar yaptığı.
  99. Çalışanlarınızın satış esnasında sosyal medya platformlarındaki iletişimi nasıl?
  100. Çalışanlarınızın iletişim formlarından kişilerle ve markalarla iletişimi, dili, tarzı nasıl?
  101. Çalışanlarınız sosyal medya üzerinden memnun, sinirli ya da her ikisinin ortasında hisseden kişilerle ve markalarla iletişime geçerken nasıl davranıyor?
  102. E-mail üzeirnden yürüttüğünüz kampanyaların içeriği.
  103. Sizinle mail adreslerini paylaşan kişilerin mahremiyetine olan saygınız.
  104. Yeni bir şey öğrendiğinizde ve bunu paylaştığınızda kaynağın sahibini kaynak gösterme şekliniz.
  105. Söylediğiniz, paylaştığınız tweet, pin, +1, kısacası online yaptığınız her şeyin niteliği…

 

Dijital vücut diliniz SİZSİNİZ! Sizin ve çalışanlarınızın nasıl bağlandığıdır. Yazılan her tweet, paylaşılan her gönderi ve etkileşim ömür boyu sürecek marka etkisini yaratabilir. Her etkileşimi önemseyin ve her zaman pozitif olun!

Bu liste düşünmenizi sağladı mı?

Hedef kitlenize söylemek istediklerinizden daha çok şey söylediğinizi fark ettiniz mi? Sosyal medyada eylemler, sözcüklerden daha çok şey anlatır. Günlük hayat için de “lafla peynir gemisi yürümez” diye bir söz vardır. Ne iseniz o olun ve ne hissettiğinizi söyleyin ama bunu yaparken de içten olun, etik hareket edin ki marka vaadinizle uyuşan bir görüntü çizerek hedef kitlenize arzu ettiğiniz izlenimi bırakın.

 

Yorum Ekle

Kategoriler