Steve Jobs’tan Öğrenebileceğimiz 7 Hayat Dersi

S

Sağlam bir Apple sever olarak pek çok kez Steve Jobs’a olan hayranlığımı da dile getirmişimdir. Sıkça teknoloji konulu dost sohbetlerine de konu olan ve bana da sıkça sorulan şeyleri toplayıp kendi gözümden Steve Jobs’u hepimize örnek olabileceğini düşündüğüm yanlarıyla ve alıntılarla anlatmak istedim. İşte öğrenebileceğimiz 7 hayat dersi…

Çocuk Kalabilmek

“30-40 yaşlarındaki bir sanatçının gerçekten hayret verici bir çalışmaya imza attığını zor görürsünüz.” (Playboy, Şubat 1985)

Beyinlerimizin bir çeşit elektrokimyasal bilgisayarlar olduğunu savunan ve tüm fikirlerimizin aklıızda bazı şablonları oluşturduğunu dile getiren Steve Jobs; çoğunlukla bu şablonlar içerisinde hapsolduğumuzu ve çıkamadığımızı söylerken her zaman meraklı bir çocuk olmayı veya içindeki çocuğu hayatta tutmayı başarabilen az sayıda insan olduğunu ve bu kişilerin dünyayı değiştireceklerini söylüyor. (*)

Cesaret ve İnanç

“Hayatının kalanını şekerli su satarak mı geçirmek istiyorsun yoksa dünyayı değiştirmek mi?” (Odyssey: Pepsi to Apple, 1987)

Her zaman ne kadar ve nasıl sattığı kadar neyi sattığına olan inancı ve bağlılığıyla dikkat çekmekle birlikte zamanın Pepsi CEO’su John Sculley’e bile bu denli iddialı bir cümle kurabilecek kadar cesur. Hepsi bir kenara “dünyayı değiştirmeyi” hedef almak bile zannediyorum tek başına yeterli.

Hazır yeri gelmişken “I want to put a ding in the universe.” sözünü de hatırlamakta fayda var.

Özgürlük, Bağımsızlık ve Girişimcilik

“Bir korsan olabileceksen neden donanmaya katılasın?” (Young Guns, 2009)

İş hayatının donanmaları olarak adlandırabileceğimiz kurumsal şirketlerde sorumluluk, itibar ve düzenle birlikte az önce bahsetmiş olduğum “şablon” içinde hareket edip yorulmaktan ve tabir-i caizse başkalarının emirlerini yerine getirip kullanılmaktansa; kendiniz için çok daha hızlı, etkin bir yol olarak kendi gemisinin kaptanı olabilen bir korsan olmanız da pekala mümkün.

Hatalar

“Bir şeyler yaratmaya çabalıyorsanız hata yapabilirsiniz. Yapabileceğiniz en iyi şey hatalarınızı en hızlı şekilde kabul edip diğer şeylerle birlikte gelişime odaklanmaya devam etmek olacaktır.” (Steve Jobs, the Journey Is the Reward, 1988)

Hepimiz hata yapıyoruz, kötü günlerimiz oluyor ve en nihayetinde her yaptığımız gibi hatalarımız da başta kendimiz olmak üzere pek çok insanı etkiliyor. Gerçekten başarılı olmayı ve fark yaratmayı düşünüyorsak zor olsa bile bu hataları yapabileceğimizi baştan kabul etmekte ve mümkün olan en hızlı şekilde telafi etmekte/ders çıkarmakta fayda var. Şikayet etmek, yakınmaktan çok çözüme odaklanmak kendiniz ve çevrenizdekiler için yapabileceğiniz en faydalı şey.

Özgüven ve Israrcılık

“Aslına bakarsanız Apple’ı kurtarabilecek bir planım var. Bunun Apple için en iyi ürün ve strateji olduğundan daha fazlasını söyleyemem. Çünkü orada kimsenin beni dinlemeyeceğini biliyorum.” (Fortune, Eylül 1995)

İşler iyi olduğunda da kötü olduğunda da kendi bildiği doğruları hayata geçirmek konusunda pek çok örneğin yanında kendi kurduğu Apple’dan kovulmasının ardından dahi Apple için neyin iyi olduğunu düşünmüş olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. Fazla kontrolcü ve mükemmeliyetçi olmasına rağmen Steve Jobs’un bu kendine hayli güvenen duruşu ve ısrarla savunduğu öngörülerinin Apple’a bilgisayar savaşlarını kazandıramasa bile 2000’li yılların başında hayatımıza giren akıllı telefonlar ve mobil teknolojiler ile ilgili kattığı artılar zannediyorum ortada.

Öngörüleri ve bu öngörülerin tutarlılığı ile ilgili parantez açmak gerekirse : Steve Jobs’un gelecek öngörülerinin tutarlılığına dair 13 ilginç alıntıya ulaşabilirsiniz.

Sanat ve Şeffaflık

“Büyük fikirleri (ç)almak konusunda her zaman utanmaz olmuşuzdur.” (Triumph of the Nerds, 1996)

Tüm ürünlerin gelişiminde tasarım ve görsellikle beraber kullanılabilirliği de her daim ön planda tutarak çalıştığı süre boyunca öncelikli olarak insan ihtiyaçlarını gözeten ve Picasso’nun “iyi sanatçılar kopyalar büyük sanatçılar çalar” sözünden yola çıkarak kendilerinin de yaptığı gibi (biraz gönderme de var) doğru noktalara bakılarak alınan ilham veya yapılan kopyalamaların her daim gelişime zemin hazırlayacağını belirtiyor.

Sadelik ve Odak

“Mantralarımdan birisi — odak ve sadelik. Basit karmaşıktan daha zordur; düşüncelerinizi temize çekmek ve basit düşünebilmek için çok çaba sarfetmek gerekiyor.” (iSteve, 2011)

Zannediyorum hepimizin öğrenmesi gereken, uygulaması da bir o kadar zor olan; hayatın özünde yer alan ilkelerden birisi… Kafamızı gökyüzüne çevirip gezinmekten veya dosyalarımızı bulutlara upload etmektense başta kendimiz olmak üzere “öz” olan pek çok değeri görüp fark etmemizin zor olduğu günümüz dünyasında her geçen gün daha da önem kazanacağına inandığım iki nokta.

Bonus: Amaç para değil

Yine kendi söyleriyle; hedeflerinden biri elbette para kazanmak olmakla birlikte; birincil amaçlarının insanlara iyi ve kullanılabilir ürünler sunmak / tasarlamak ve geliştirmek olduğunu belirtirken ekliyor; bunun bir sonucu olarak insanların beğenisini, onun da bir sonucu olarak zaten para kazandık, kazanacağız…

Yazının sonuna gelmişken yine kendisinden alıntı yaparak:

Mezarlıktaki en zengin adam olmak benim için hiçbir önem taşımıyor. Gece yarısı yatağa giderken “güzel şeyler yaptık” diyebiliyor muyum? diyemiyor muyum? Benim için önemli olan bu.

diyor ve bitiriyorum.

Güzel şeyler yapabilmek dileğiyle.

2 yorum

Yazan Uğur Aydoğdu

Kategoriler