Ilk Sony Walkman piyasaya çıktığından bu yana 30 yılı aşkın bir süre geçmiş an itibariyle. Taşınabilir müzik sektöründeki devrimin tam tabiriyle atası olan bu cihazlar, şimdi yanımızdan ayıramadığımız torunlarıyla karşılaştırınca ne olur dersiniz? The Magazine, 13 yaşındaki Scott Campbell’ı iPod’unun yerine Walkman kullanmaya davet etmiş, ve bakalım neler olmuş.
Babasının kendisine, onun zamanındaki iPod’un eline verdiği Walkman olduğunu söyleyek başlıyor sözlerine Scott. Büyük olduğunu duymuştum, ama bu kadar büyük olabileceğini de düşünmemiştim diye ekliyor. Neredeyse kitap kadar diye şaşırıyor bile.
Ikinci dikkatini çekense rengi oluyor. Bugünlerde neredeyse tüm taşınabilir müzikçalarların gökkuşağı renklerinde geldiğini anımsayarak, değişik bir gri görünce şaşırarak devam ediyor Walkman serüvenine. Ve estetik konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu da çekinmeden dile getiriyor, diyor ki “Ben bir alışveriş mağazasında dolaşıyor olsaydım, büyük ihtimalle farklı bir alternatifi tercih ederdim”.
Eğer çılgın derecede büyük pantolon cepleriniz yoksa, cebinizde taşımanızın bile mümkün olmadığı bir şeyi nasıl oluyor da kemerinize, pantolonunuza iliştirip gidiyordunuz onu da bilmiyorum diyor sonra, ve Walkman kullanırken başından geçen hikayeleri anlatmaya girişiyor.
Evden çıkıp alışveriş etmek için markete gittiğimde, insanların bana garip gözlerle baktığını gördüm. Yarı şaşırmış yarı şüphe dolu bakışlar… Ve doğru söylemek gerekirse utandım…
Başıma gelen bir diğer olay da yaşadığım Aberdeenshire’da bana gülerek yaklaşan bir çocuğun, “Hey bunları artık kimse kullanmıyor, ama yine de harika” demesiyle birlikte yanındaki arkadaşının, “Kaybetmek bir hayli zor olsa gerek” şeklindeki yaklaşımıydı.
diye devam ediyor hikaye. Kendi arkadaşları dahil, ailelerinin nasıl kullandığına inanamamış bu devasa kutuyu ama yine de ne olduğu ve nasıl çalıştığı hakkındaki ilgi hiçbir zaman kesilmemiş taşıdığı süre boyunca.
Okulundaki bazı derslerde müzik dinlemesine izin verildiğini özellikle belirten Scott bir öğretmeninin Walkman’i tanıdığını ve son derece nostaljik bulduğunu anlatıyor yine röportajında.
Ve işte benim en çok hoşuma giden kısım… Kasedin diğer tarafının olduğunu bulması üç gününü almış. Bu kendi kendime yaptığım saf bir hata değil metal bölümünü yanlış yorumlamamdan kaynaklanan bir eksiklik diyor savunmasında 🙂 Ben onu müzik türüne göre ayarlanabilen bir tür ekolayzır (equaliser) sanmıştım fakat daha sonra kasedin ters tarafını çaldığını farkettim diyor.
iPod’unda olup Walkman’de bulamadığı bir diğer özellik ise “shuffle” özelliği, yani şarkıları rastgele çalmasını sağlayacak olan özellik oluyor. Fakat sonra buna da kendi çözümünü geliştiriyor genç adam, Rewind (başa sarma) buttonunu kullanarak kasedi canı sıkılana kadar sarıyor, sonra neresi gelirse dinliyor. Her ne kadar zahmetli olsa da ve pillerimi mahvetse de yine de kullandım diyor.
Babasıyla geçen diyalogda Walkman’lerin kasetlerin teyplerini (bantlarını) yediğini duyunca da şaşırıyor yine. Sonradan tecrübe ederek, en sevdiği kasedin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını görünce anlıyor babasını.
Dijital Rahatlık
Walkman kullandığı bir hafta boyunca, eskiye dair teknolojik anlamda bile ne kadar az bilgi sahip olduğu gerçeğiyle yüzyüze geldiğini söylemekten çekinmeyen Scott, MP3 Player’ın büyük dedesiyle tanışmaktan da son derece onur duyduğunu ekliyor sözlerine.
Bir zamanların en üstün teknolojisinin o olduğunu düşününce de şaşırmadan edemiyor haliyle. Şu anda raflarda ve evimizde gezen cihazlara bakılınca da olayın ne kadar doğal bir hale geldiğine şaşırıyor. Ben küçük cihazların çok daha fazla işleve sahip olduğu dijital bir devirde dünyaya geldim ama benden önce tüm bu ilkel cihazların her gün kullanılıyor olması gerçekten kafa karıştırıcı diyor.
Ve taşınabilir müzik, her türlü taşınabilir müziktir ve müzik olmamasından iyidir diye de içindeki müzikseveri bir anda dışarı çıkarıyor.
Ve işte tüm bunlardan sonra kısa kısa karşılaştırmalarla, ilk Walkman ve şimdiki torunları…
-
Ses
Walkman vs Iphone
Konu müzik olunca en önemli fonksiyon haliyle bu oluyor ve işte durum: Walkman’de müziği çalabilmek için o kocaman play (çal) düğmesine basıyorsunuz ve iPod ve kardeşlerinin sessiz sedasız kabullenmesi yerine son derece tatmin edici klik sesiyle birlikte başlıyor müzik çalmaya.
Çalarken de arkadan gelen o kimine göre kötü kimine göre de değişilmez arkaplan gürültüleriyle ve seslerle birlikte ayrı bir ambiyansa bürünüyor tüm şarkı. Kim bilir? Belki de kanal kayıtlarını o kadar temiz almak güzelleştirmemiştir müzikleri demeden geçemiyorum bu noktada yine de.
Ve en büyük dezavantaj: Bastığınız andan itibaren, ileri geri yapmaksızın düşük ses ile birlikte dinleseniz bile en fazla 3 saate uzayan pil ömrü 🙂
Kolaylık
Eskiye oranlar neredeyse her markette bulabilir hale geldiğiniz MP3 çalarlar atalarına göre çok daha fazla özellik ve işlev ile birlikte geliyor. Hele ki o zamanki alabilme gücü ile şimdikini karşılaştırırsak, ciddi fark olduğunu söylemeye zaten gerek yok.
Dahası, geri ve ileri alma özelliklerinin yanına hızlı geri ve ileri alma düğmeleri eklendiğindeki sevincimiz düşünülürse, şu anki cihazlara bakıp sevinçten ağlamamız bile gerekebilir.
Kaset değiştirme derdine gelirsek, ortalama olarak en fazla 12 şarkı alan kasetler, artık yerini kendi kendisini değiştiren, ve onlarcası herhangi bir iPod’un harddisk’inde sadece bir kaç cm’lik dilime denk gelen cihazlara bıraktı yerlerini.
Babalarımızın bu cihazların her ikisini de gördüğü diye düşünüp, bu kadarını hayal edebilirler miydi? Veya küçükken düşünebilir miydim bu kadarını diye kendime sorduğumda da yanıt net bir hayır doğrusu, hatta tüm olasılıklar bir yana, hala o aletleri o ağırlığıyla, büyüklüğüyle nasıl da taşıdığımızı merak ediyorum! Joy diyorlar Ingilizce’de, Türkçe karşılığı sanırım haz oluyor! Ayrı yerleri var sanırım.
Walkman 1 – 0 Mp3 Player
- Walkman Kemere Takılır
Tek yönlü değil tabi bu karşılaştırma. En önemlisini de unutmamak lazım, günümüzde neredeyse hiçbir cihazda bulunmayan bir özellik var bu Walkman’de : Çift kulaklık girişi. Günümüzde özel aparat ve adaptörler temin ederek, genellikle müzik kalitesinin azalması ve hat girişinin bozulması ile ilgili tedirginlikler içerisinde kullandığımız veya bir çoğumuzun bir haber olduğu fakat içten içe arzuladığı bu özellik, A ve B girişleri şeklinde ayrılmış halde var bu dede’de.
Bir başka özellik de hareket halinde olmadığınız zamanlarda adaptörü kullanarak prize bağlayabiliyor olmanız Walkman’i. Hele ki pil ömrü, pil fiyatları, bulunabilirlik düşünülürse, zamanın en verimli çözümlerinden biri gibi gözüküyor…
Acaba benim Walkman’im nerede… Yıllarca dayımınkine bakıp, bir gün benim de olacak dediğim, sünnet hediyesi olarak Alp abiden aldığım, bir aralar üzerinde sticker olan ve içinden onlarca kaset geçmiş, Metallica ları, Çelik leri, Barış Manço ları ve Yonca Evcimik leri görmüş geçirmiş olan hani…
Sevgiler
